12 Mart 2007 Pazartesi

Ankaragücü - BJK Maçı

Bu haftasonu, uzun zamandır yapmadığım kadar çeşitli aktivitelerle geçti. Bir blog yazarı olarak bunları da bloga aktarmak görevimiz. Fakat hepsi çok ani kararlarla gerçeleştiği için bunları destekleyen fotograflar maalesef çekemedik. Diğerleri de belki ileride ayrı yazılara konu olabilirse de, benim için en ilginç aktivite şüphesiz 11 Mart Pazar günü oynanan MKE Ankaragücü - Beşiktaş maçına gitmek oldu...

Maç için öncelikle Cumartesi günü Memduh ile birlikte derneğe, benim için bilet bakmaya gittik. Dernekte bizi ilk karşılayan abi bilet kalmadığını, fakat aksam saatlerinde gelebileceğini söyledi. Bizde akşama geliriz o zaman derken gelen diğer bir abi de sohbete katıldı ve "İstanbul yolunda Beşiktaşlıları karşılamaya gidiyo muyuz?" dedi. Bende camiaya uzak bir kişi olarak Ankaramızın güzde takımı Ankaragücü'nün ne kadar centilmen ve sportmen bir taraf olduğunu görmüş oldum. Sonradan gelen "Önce ankaradakileri s..elim, sonra İstanbullular kolay" lafına ise çok anlam veremedim. Bilet bulamadan ordan ayrıldık. Ama başkente yakışan taraftarlarla tanışmak benim için gururdu...

Pazar günü Memduh ile birlikte stada doğru yola çıktık. Büyük maç için kapatılan yollar nedeniyle biraz uzayan yolculuk sonucunda stada yakştığımızda, bir kargaşa-koşuşturmaya şahit olduk. Başkent taraftarı, kendilerine hiç de centilmence olmayan çeşitli laflar eden ve hareketler yapan Beşiktaş taraftarlarını, gayet centilmence kovalamaktaydı. Maksat olaylar büyümesin, misafir takım taraftarları taşkınlıklarına devam etmesin... Tam otoparka girerken, polis de Memduh ve bana sosyal bir misyon yükledi ve "Gençler şu adamları da biraz sakinleştirin" dedi. Camiada tanınan sima Memduh'un gözükmesiyle olaylar bir miktar sakinleşti...

Stadda maçı bizimle izlemeye gelen işyerimizden bir kaç kişi ile daha buluştuk. Bu grup arasından yine camiada tanınan bir isim olan Mustafa bana da bilet tedarik etti ve maç için herşey tamamdı. Stadı bilenler için söyliyim maratonun skorbord karşısındaki kale arkasına yakın tarafında yerlerimizi aldık. Maç başlayıncaya kadar en çok aklımda kalan, duyarlı Ankaragücü taraftarının stadın suyunu kesen İ. Melih Gökçek'i yine herzamanki gibi centilmence protesto etmesiydi...

Derken maç başladı. Fakat Ankara 19 Mayıs Stadı'nın zemini kötü durmdaydı ve göze güzel gelen futbol oynamaya müsait değildi. Dolayısıyla da maçtaki kalite vasatı geçmedi. Devre arasında ise tribünlerde görmek istemediğimiz olaylar vardı. Konuk ekip taraftarları tribündeki koltukları Ankaragücü seyircisine atınca, Ankaragücü taraftarları da doğal olarak benzer maddeleri geri Beşiktaşlılara tabii ki centilmence bir şekilde geri attı. Polis de bu sportmenlik dışı hareketleri nedeniyle Beşiktaşlı seyircilere müdahale etti. Ankaragücü taraftarı bu anlarda da emniyete tam destek verdi. Hatta ara ara tezahüratlarıyla emniyetten bu görevi kendilerine devretmelerini , eğer etmiyorlarsa da bu görevi hakkıyla yerine getirmelerini rica ettiler. Devre arası da bu tür olaylarla geçti. İkinci yarıda 70.dakikaya kadar ilk yarıdakine benzer bir futbol devam ettiyse de Ankaragücü birkaç net pozisyondan yararlanamadı. Bu dakikadan sonra yorgunluk belirtileri Ankaragücünde kendisini gösterdi ve Beşiktaş atakları sıklaştı. 84.dakikada defanstaki boşluğu iyi değerlendiren Beşiktaş Delgado ile golü buldu ve Ankaragücü tribünleri büyük sessizliğe büründü...

Maçtan sonra ise dış mihrakların tahrikleri sonucu Ankara polisi ve taraftarları arasında bir takım olaylar yaşandı. Polis, olaysız dağılmak iteyen taraftarı çok sınırlı bir yoldan dağılmaya zorlayınca taraftar bu sefer polisi centilmence protesto etmeye başladı. Fakat, polis protestolara orantısız güç kullanımı ile cevap verince (orantısız dediğim polise karşı cop kullanan bir taraftar görmedim ama tersi vardı) olaylar büyüdü. Memduh ile birlikte biz de göz yaşartıcı gaza maruz kaldık.

Olaylar hakkında daha detaylı bilgiler burda, burda ve şurda bulunabilir...

--EDIT--

Konuyu benden daha iyi anlatan yazılar için Memduh'un bu ve bu blog girdilerine bakınız.

2 yorum:

Aule dedi ki...

Pek eglenceli ve centilmence bir macera olmus, fakat en guzeli sizi de sari lacivert formayla gorebilmekteydi. Cok yakismis...

onurka dedi ki...

Renk dedigin nedir ki sayin Aule, zira bakarsaniz ABD ve Kuzey Kore de bayraklarinda ayni renkleri paylasir ama biri karaktersiz ve saldirgan digeri de delikanlidir.